SELAHADDİNİ EYYUBİ CAMİİ

Yöre halkının Selahattin Eyyubi Cami ve Camiya Acem dediği Silvan Ulu Cami, Bizanslılar döneminde yapılmış bir kilisenin üzerine inşa edilmiştir.  Mervaniler döneminde inşa edilen bu cami,  Silvan surlarının tam ortasında bulunup Bizans bazikaları kullanılarak dikdörtgen bir yapı şeklinde inşa edilmiştir.

Silvan tarihi ile ilgili bilgi veren İbni Şeddad, Mervaniler döneminde caminin bulunduğu yerde daha önce 1031’de yapılmış musalla biçimli bir caminin varlığından söz ediyor.

1046 yılında Meyafarqin’i ziyaret eden İran’lı şair ve bilginlerden Nasır-ı Hüsrev cami için şunları yazmaktadır.

Bir camisi var ki anlatmaya kalksam uzun sürer. O mescide bir abdesthane yapmışlar ki iki büyük akarsu o abdesthanelere akmakta diyerek cami hakkında şaşkınlığını gizleyememiştir.

İbnül Ezrak’ın tarihi Meyyafarqin ve Amed adlı kitabında ise Mervani Hükümdarı Nasruddevle döneminde, Muhammed Bin Geri adında bir hayırseverin Meyyafarqine su getirerek kubbe çarşısı yanındaki camiye 9 boruyla su verdiği belirtmektedir.

Nasır-ı Hüsrev ve İbnül Ezrak’ın bahsettiği Silvan Ulu Camiye gelen bu büyük akarsu, ne yazık ki 1999- 2000 yılları arasında yapılan yeni şadırvan yüzünden yer altına gömülmüş durumundadır. 

Yine Silvan’da yerinde incelemeler yapan Süleyman SAVCI ise, cami için Kubbe köşelerindeki süs ve oymalar çok eski olup Bizanslılardan kalma bir eser değilse cami, Hamdani veya Mervaniler devrine ait gibi görünmektedir diye yazmaktadır.

Bu bilgiler ışığında Silvan Ulu Camii nin ne kadar Artuklular tarafından yapıldığı söylense de tarihi bilgiler bunun aksini söylemektedir.

Kubbenin kaidesindeki kitabeye göre caminin 1152- 1157 yılında Artuklu Hükümdarı Necmeddin Alpi’nin tarafından da onarıldığı yazmaktadır.

Artuklular zamanında yaşayan ve Artuklu devleti adına ticaretle uğraşan Silvan’lı ünlü tarihçi İbn-ül Ezrak, Tarihi Meyafarkin ve Amed adlı kitabında cami kubbesinin 1152’de yıkıldığını ve 1157de tamir çalışmalarının tamamlandığını söylemektedir.

Yani yazar, burada daha önce kubbesi yıkılmış bir cami olduğu Artukluların ise bu kubbeyi onardıklarını anlatmaktadır.

Silvan’da incelemeler yapan Albert Gabriel ise sadece kubbeli kısmın Artuklular tarafından eklendiğini söylemektedir.

Silvan Ulu Cami’ye Selahattin Eyyubi Camisi denmesinin nedeni ise Selahattin Eyyubi’nin 1185 yılında Meyyafarqini barış yolu ile fethetmesinin ardından bu camide cuma namazını kıldığı için o günden bugüne bu camiye Selahattin Eyyubi Camisi denilmiştir.

Silvan Ulu Cami üzerinde bulunan ikinci kitabeye göre cami, Meyyâfârikîn Eyyûbîleri yönetiminde iken son şeklini almıştır.

Kubbenin doğu ve batı tarafına yapılan eklenti ve mihraplar, Eyyubi hükümdarı Şahâbeddîn Ebû’l-Muzâffer Gâzi tarafından yaptırılmıştır. 1226 yılında yapılan eklenti ve tamirlerden dolayı camii Eyyubi mimarisinin etkisinde kalmıştır.

Moğolların Meyyafarqine saldırmasından sonra bu caminin o dönem yıkıldığı söylenmektedir.

Gertrude Bell’in 1911 Mayısında Silvan’a gelerek çektiği fotoğraflardan Selahattin Eyyubi caminin kubbesinin yıkık ve kullanılamaz durumda olduğunu görüyoruz

Silvan ulu camii 1913 yılında Osmanlılar döneminde esaslı bir onarım geçirmiş ve bugünkü şeklini almıştır.

Cami, 1952’ye kadar Askeri kışla olarak kullanıldı. Caminin minaresi ise sonradan yapılmıştır.

Tarihi kaynaklara göre caminin eskiden dört minaresi varmış. Ne yazık ki bu minareler günümüze kadar ulaşamamıştır.

Caminin dört minaresi, dört kapsı ve dört mihrabının olması ise İslam’daki dört mezhebi simgelemektedir.

Mervani Kürt Devleti tarafından inşa edilen bu cami Artuklular, Eyyubiler ve Osmanlılar tarafından onarılarak, yeni eklemelerle günümüze kadar ulaşmıştır. Bu nedenle bu camii, her medeniyetten kalan bezemesi ve mimarisiyle Silvan’da bulunan nadide eserlerden biridir.

Selahaddin-i Eyyubi’nin adını taşıyan ve Silvan’ı en eski camilerinden biri olan bu eser, bütün medeniyetlerin ortak eseri olup Silvan’a bir kültür mirası olarak sunulmuştur.

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *